Kayıtlar

Temmuz, 2013 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Bir Şiir

Gözlerinden yaş yerine alevler akan, hep yangınları çağıran kadın, Çekilip karanlık köşelere,  çirkinler gibi sevmek sana yakışmıyor. Sen sevdin mi, gölge yaratmakta usta engin bir dağın tepesine dikilip her yanı ışıldatan Güneş gibi söküp haya perdelerini dilinde korkunun karanlığını def edip bağıracaksın; "sevdim işte" diye! H.Hüseyin ÜTÜN

Sevgili

Resim
Sevgili gidince bir kıyamet kopuyor. Bir deha çeşitli düşüncelerde... Kim giderse yerine biri geliyor veya evren hep şahidim ki boşluklara izin vermiyor. Ama yalnız ölene ne demeli? Yalnızlık düşüncelerde yaşatır kendini, besini de düşünmektir. Ve bir insan inşa eder insan o düşüncelerde. Acınasılık, ezilmişlik hamuru ile bir heykel yüreğin bendinde peyda olur. Sanatçı ölümle beslendiği için heykel bir şaheserdir, fakat güzel zahmetli... Büyük eserler için hangi sanatçı büyük bedeller ödemedi. Piyangoda denk gelen rakamlarla servete kavuşan bir insan varda, gece yatağından fırlayıp insanlığa ansızın sanat inşa eden bir sanatçı olamaz mı? İmkansız! Bu şans sanatta evrenin sonsuzluğunda birdir. Onu yıllarca şekillendiren acı melaikeleri biraraya gelip " Ben kimim" diye haykırmadan eser ortaya çıkmaz.  Sevgili bir hayaldir! Aynı nefisten yaradılmış insanın aleme değer biçen acı ve sevgi hatıralarından oluşturulmuş sanat eseridir. O aslında yoktur veyahut bizden olmuştur. Lakin

Cinnet

Ah o anlık rahatlık. Ne kadar fena bir düşünce yolu olsada bu ateşten yolun içine girmek önce sıcak alevlerden bir buz denizi deryasına dalmaya benzer. O hatıralarını hatırlasan; sevmelerin, gülümsemelerin... Bunları silerken cinnet ile bir ibadet tadı almaman mümkün de değil. Hatta Tanrıdır bunu yapan; Ol emrine olmanın içindeki yakınlığı ile tanınan insan, yok etmenin, dön çağrısının en aşağılık tezahürü olan "yok" manasında ve vakasında bir Tanrı olarak yok etmekten başka çare görebilir mi? Evet bu yaptığına ibadette denir ama unutma ki secde yok bu ibadette. Çözülme var. Çözen kişisin sen! ve semadan inince akıl, manzaranda katliam, katliam var. Ve aynaya bakıp bu benmiyim dediğinde sana verilecek cevap evet sensin ve rezilsin olacaktır. Üstelik az önce kendine yüklediğin o ilahi yaptırım gücündende yoksun ve hatta yaratılmışlıktanda daha sefil bir seviyede olacaksın. Vicdan sana en ağır yenilgini tattıracak ve diyeceksin ki ; "Ben yanlış bir iş yaptım" Artık tü

Ruhun Rengi

Ruhların en temiz duyguları beyazdan damıttığı hayal edilir. Siyah bir karanlıktır. Karanlık düşünceler, hainlikler, kuduzluklar...Belki de bildiğimiz o siyahlığın derinlerinde, en karanlık noktalarının birleşimi, beyazı oluşturan saf rengin parçalarının birleştirilmiş halinin tezahürüdür. Beyaz bir alevdir diyen var mı? Hayatı yorumlamakta ki sadeliğimiz ve tekdüzeliğimiz, montonluğumuz, sıradanlığımız, alemi deryada doyasıya seyrettiğimiz manzaraların cümbüşü, bize saflığımızı, şehvetimizi, neşemizi tetikleyen duygularda mı hitap ediyor? Oysa ki kırmızı, en derin cinsel arzularımızı dışa vururken  onların kaynağını deşip yanardağı gibi yüzeye çıkaran, sarmalayıp düz bir taprağı baharda saran çiçekler gibi muhafaza eden bir renk iken, bazen bir cinnet kucağında uyanan kişinin, aklı seliminin semadan geri döndüğü anda kıyamadağı tenlerin ölümüdür. Bir cinnet kucağının kucağındaki kan... İnsanlar öldürmenin üzerine pek düşünmezler. Cinnet, şeytanların, şeytanca düşüncelerinin en sonun