Kayıtlar

Aralık, 2013 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Yarım Yüzlü Adam'dan

KEREM: Yanıyorum! En ücra köşemden en derin mana hücreme dek, bu sebepsiz acı ile yanıyorum. Evet, kanıyorum, bütün zerrelerde, o kabuğundan bitmez irin yarasından bıkmadan fışkıran kan gibi durmadan acı, kederli, boğucu nehirler akıtıyorum. Ey ışığı sadrından fışkıran gece ile gündüzün anası. Düşte yeryüzüne yukarılarda aradığım anlam gözlerimin önünde kıvransın masmavi derinliklerinde, yer ise sen gök ol kapkaranlık bir mezar gibi tepemde tam üzerimde! Öğret bana ölüm nasıl bir şey. Perdeler, perdeler kapanın artık ki içerideki ışığım bana kalsın! Hüseyin Ütün

Geçmişi Hatırlamak!

Sana geçmişi hatırlatan şey, Allah'ın merhametini unutmanı istiyor! Geçmiş ne zaman ki hatırlanır sonbahar yaz, kavgalar sevgi olur. Çünkü bitmişin afiyeti çoktur. Çünkü geçmiş, sona ermiş belaların yumuşak suretleridir. Ve pişmanlığı ise kıymıklı hatıralarından arınıp, kendini güzel tanıtmasındandır. Geçmiş at gözlüğünden başka bir şey değildir.

İnsan İçinde İnsan!

İnsan içinde insan var! Söz içinde söz ve bakıştan gayrı bakış var. İnsan bir suretler topluluğu. Değil mi; bir karar vermede sizden bile dışarıda düşünen siz var. Sizlerin bütününde bir suret ve o suretin içinde her daim haznesinden dolup taşan zift ile dolu bir kap ve o kabı gizlemek için olağan gücü ile tüm köşelerinden bastıran ruh ve ruhun tezahüründe nokta nokta zorlandığında kusan bir ağız. Kusmuk bir maddedir. Ve maddeler kötü kokma ve iğrençleşme hakkına sahiptir. Fakat ruh ile ustaca bir bütün edilmiş kişinin iğrençleşme veyahut aşağılık bir insan olma hakkı yoktur. Velev ki vardır. Bu varlık, olmaklığın en kolayındadır. Bir ete dokunan kılıç veya sıcak bir kurşun onu nasıl ruhundan ayrıştırıp bir ceset haline kısa sürede getirebilirse, kötü sözde bu kılıçtan farksızdır. Ve olmaklığın en kolayı tıpkı haklılığını kılıçla susturanın hali gibi varlıkta en kolay yerdedir. Tutup kaldırmak bir sanattır ve düşünüp söylemek ve öfkeyi bertaraf edip şamara gülsuyu dökmek... Ben olmak