Kayıtlar

Kasım, 2017 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Rüya Avcısı (Şiir)

Resim
Rüyalarda karşılaşmak umuduyla uyuyorum. Uyuyorum, birbirimizi düşlerde de olsa buluruz diye Uyanıyorum rüyada seni inşa etmek için Güzel, sakin, sessiz bir kasabada Beni sevdiğin bir döşek hazırlıyorum, Kıpkırmızı güller, çay ve mercimek çorbası iki ruh var birde, benliklerini bırakıp sevmeye iştiyak duyan, Birbirlerine rapt olmuş, sarılan iki sarmaşık gibi Hiç ayrılmamak üzere birbirine dolanan. Hüseyin Ütün

Koparılmış Çiçekler (Şiir)

Resim
Yaşamam bile sorunsa sana; bu nasıl ihtiyaç, nasıl sevgi sendeki Mutsuz olmayalım o halde, Evet kansız ve gürültüsüz bitirelim bu işi. Çiçeklerimi kopardığın her zaman Bunun benim aşk anlayışım olmadığını biliyordun Düşünüyorum ki; daha büyük bir şeyler olduğunu biliyorsun Rüzgarlar ve yağmurlar altında sevişmekten, daha yoğun bir şey. Ama son çıkardığın fırtına beni bir hayli üzdü bilmelisin, Küsmek ne kelime, bütün gün lanet edip duruyorum. Sonsuz ikilikte; beni iterek kendine çekmek aman ne marifet Pes ediyorum, sen kazandın. Yaraladın bu sefer gerçekten. Aman ne marifet kör adamı kendine aşık etmek! Ama böyle seviyorsun demek. Sevgilim; son fırtınandan sonra, kalbim paramparça oldu; bilmelisin. Beni iyi bitirdin. Hüseyin Ütün

Ruhların Okyanusu

Resim
Madde alemde gezinip duran ruhlarız. Kendimizden önce nesillerce heba olan et ve çeliği hesaba katmadan, an'ın bize getirdiği ile oyalanır dururuz. Şiddetli gelişim öylesine vahim bir olgu ki onun gerçekten olmadığını söylemek ermiş işi. Yani olaylar gerçekleşir ve önümüze gelir; benliğimiz bu gerçekliği kavramak için öylesine isteklidir ki... Sanki tedbir edecek başka varlık yoktur alemi bizden başka. Olaya yakınlaşmalı, çözmeli ve ona muhakkak tesir etmeliyiz. Yerinde duran şeylerin ismini biliriz. Kayalar, ağaçlar veya... Bizler yerinde durmakla ancak cezanın en büyüğünü yeriz. Yerimizde saymak yasak bize. Ya şövalyeler gibi savaşacağız veya öğrenecek,  öğreteceğiz. İnsan bilinci ve bedeni, yerinde saymayı ceza kabul eder. Canınız sıkılır ve ayaklarınız durmaktan yorulur. Sonra kalkmak istersiniz. Bela ile dolu olsa bile, bu alemin canına, umudunuzu, hediyelerinizi bulmak için dalarsınız. En çirkin bile umutludur, aynı güneşi paylaştığı diğer şanslıların rızkından kazanmak
Temizleyip paklayıp beni Adının hoş türküsünü öğrettin en tatlı melodilerle fısıldayayım diye. Güzel masallar anlattın kahramani sen olduğun Öyle bildim ki seni Beni tanıyanlar başka birini bilmem sandı Sonra birgün hazır edip beni makamında Yanaştın olmadığın biri gibi yanıma Kabzalı kuşak sarıp çepeçevre belime Tebessüm eden dudaklarımı mühürledin Sonra en keskin kılıçları verip de elime Birde savaş dedin benimle. Elim kolum bağlı onun emrine... Ama öyle sınırsız bir adamımdır ki ben Kafirleri tövbe ehli sanırsınız kötülüğümde Ve bu kılıçlar anca beni keser bilirim Çünkü cevheri bendendir onların Dilim kadar keskindirler bilirim Ama ben emir ehliyim Sallamaktan çekinmem asla Kalbine isteyenin kalbine Kalbime istersen kalbime saplarim. Hüseyin Ütün