Madde alemde gezinip duran ruhlarız. Kendimizden önce nesillerce heba olan et ve çeliği hesaba katmadan, an'ın bize getirdiği ile oyalanır dururuz. Şiddetli gelişim öylesine vahim bir olgu ki onun gerçekten olmadığını söylemek ermiş işi. Yani olaylar gerçekleşir ve önümüze gelir; benliğimiz bu gerçekliği kavramak için öylesine isteklidir ki... Sanki tedbir edecek başka varlık yoktur alemi bizden başka. Olaya yakınlaşmalı, çözmeli ve ona muhakkak tesir etmeliyiz. Yerinde duran şeylerin ismini biliriz. Kayalar, ağaçlar veya... Bizler yerinde durmakla ancak cezanın en büyüğünü yeriz. Yerimizde saymak yasak bize. Ya şövalyeler gibi savaşacağız veya öğrenecek, öğreteceğiz. İnsan bilinci ve bedeni, yerinde saymayı ceza kabul eder. Canınız sıkılır ve ayaklarınız durmaktan yorulur. Sonra kalkmak istersiniz. Bela ile dolu olsa bile, bu alemin canına, umudunuzu, hediyelerinizi bulmak için dalarsınız. En çirkin bile umutludur, aynı güneşi paylaştığı diğer şanslıların rızkından kazanmak...